Cochlear’ın 40. yıl dönümünde, bize ilham veren kişilere teşekkürlerimizi sunuyoruz. Cochlear’ın gelişim sürecinin en başında kilit bir rol oynayan Jim Patrick’in (fotoğrafını yukarıda görebilirsiniz) size ilham vereceğini düşünüyoruz.
Çok kanallı koklear implantın mucidi Prof. Dr. Graeme Clark, imkansızı başarmak için yola çıktı: işitmeyi geri kazandıran bir tedavi bulmak. Bunu tek başına yapamayacağını biliyordu. İlerleme tutkusu, bu konuyla ilgili diğer araştırmacılarla iş birliği yapmasını sağladı.
Jim Patrick de oyuna tam bu anda katıldı.
Jim ve Graeme’nin çalıştıkları ilk yıllarda nelerden ilham aldıkları hakkında konuştuğu videoyu izleyin.
1970’lerde amatör bir radyo meraklısı olan Jim, iletişim sistemleri ve telefon hatları için veri iletimi alanında doktorasını tamamlamıştı. Jim, Avustralya’daki Melbourne Üniversitesinde “biyonik kulaklar” konusunda yeni bir araştırma alanı olduğunu duyduğu sırada, kariyerine hangi alanda devam edeceği üzerine düşünüyordu.
“İş arama sürecim pek iyi gitmiyordu ve en azından Graeme ile konuşup ne olduğunu öğrenmem gerektiğini düşündüm. Her şey böyle başladı.” diyor Jim.
Prof. Dr. Clark, bu araştırmanın daha önce hiç yapılmadığını biliyordu ve kalıpların dışında, mühendislik alanının ötesinde düşünebilecek birine ihtiyacı vardı.
Prof. Dr. Clark, “O günlerde bir görüşmeden beklenmeyecek sorular sordum.” diyerek o zamanları hatırlıyor. “Adaylara bir ya da iki sopa kullanarak bir dereyi nasıl geçeceklerini sordum ve Jim etraflıca düşünme becerisini o an açıkça gösterdi. Onun doğru kişi olduğundan emindim.”
Prof. Dr. Clark’ın desteğine rağmen, Jim’in bu konuda hala bir sıçrama yapması gerekiyordu. O zamanlar çok kanallı koklear implant henüz ortaya çıkmamıştı. Araştırmanın bir sonuca ulaşacağı garantisi yoktu.
“Dereyi geçmek sorun değildi. Dere yeterince darsa atlayarak geçebilirsiniz.” yanıtını verdiğimi hatırlıyorum. Prof. Dr. Clark’a büyük bir soru sormuştum: ‘Bunun işe yarayacağını düşünüyor musunuz?’ ‘Bilmiyorum, ama işe yararsa bir işin olabilir.’ dedi.”
“Graeme hakkındaki ilk izlenimim, yapmaya çalıştığı şeye gerçekten tamamen bağlı biri olduğuydu. Ekibinin yetenek çeşitliliği bakımından dünyada benzersiz olduğunu çok çabuk öğrendim. Çok etkilendim.”
Prof. Dr. Clark’ın ekibine katılmaya karar veren Jim, koklear implant tasarımı ve çalışmanın nasıl yürütüleceği konusunda karar alma sürecine dahil oldu. Ancak bu görev birçok zorluğu beraberinde getiriyordu.
“Geleneksel araştırma fonlarının projeyi desteklemesi imkansızdı. Bunun çok riskli olduğunu düşündüler. Kendi işimize ek olarak, hepimiz kamuya açık çağrılara ve bağış toplama sürecine yardım etmek zorundaydık. Sokakta bağış toplamaya çıktım.
“Finansmanın ötesinde, tüm fikirlerin işe yaramaması sorunu da vardı. Her şey çok yeniydi. Tüm ekip çok uzun saatler boyunca inanılmaz bir şekilde çalıştı. İnsan vücudunda çalışacak en karmaşık bilgisayar çiplerinden birini nasıl elde edeceğimizi bulmamız gerekiyordu. Ama bazen en basit fikirler en iyi olanlardır. İnsan beyninin adaptasyon konusunda ne kadar güçlü olduğunu fark ettik.”
Prof. Dr. Clark, yıllar süren sıkı çalışmasının ardından 1978 yılında Rod Saunders’a ilk çok kanallı koklear implantı başarıyla yerleştirdi. Bu uygulamayla birlikte ekip, implantın başarılı olabileceğini fark etti.
Rod’un ameliyatından üç yıl ve Prof. Dr. Clark’ın ekibine katıldıktan yedi yıl sonra Jim, 50 kelimelik mütevazı bir sözleşme imzalayarak kendisine dünyanın ilk ticari koklear implant programını başlatmak gibi yüce bir hedef belirledi.
35 yılı aşkın süredir Cochlear ile çalışan Jim, yüz binlerce insanın işitmesine yardımcı olacak temelleri attı. Kalite, üretim, araştırma ve geliştirme alanlarında birçok üst düzey yöneticilik görevlerinde yer aldı ve şu anda Cochlear’ın Onursal Baş Bilim İnsanı.
Yeni bir kariyer yolculuğuna çıkmayı düşünüyorsanız Jim’den ilham alabilirsiniz. Hayallerinizin peşinden gitmeye devam edin ve yeni olasılıkları hayal edin!