Çok kanallı koklear implantın mucidi olan Avustralyalı Prof. Dr. Graeme Clark, hayatının en önemli çalışması üzerine düşünürken, dikkatini başarılarına hatta teknolojiye çevirmiyor.
“İmplantı ve neler yaptığını düşündüğümde, yetişkinlerin birbirleriyle iletişim kurmasını sağlayarak insanları içinde bulundukları yalnızlıktan, izolasyondan ve depresyondan çıkardığını görüyorum. Ayrıca çocuklar üzerinde de önemli bir etkisi oldu. Akranlarıyla iletişim kurabiliyorlar. Gerçek potansiyellerini geliştirme imkanı buluyorlar. Gerçekten heyecan verici.” diyor.
Odak noktasında, insanlarla bağ kurmanın önemi ve bu çalışmanın her yaştan insanın birbirleriyle bağlantıda kalmasına nasıl yardımcı olduğu yer alıyor.
Prof. Dr. Clark’ın önemli yaşamının tüm hikayesini ve çok kanallı koklear implantın inanılmaz gelişimini anlattığı “I want to fix ears – Inside the cochlear implant story (Kulakları iyileştirmek istiyorum: Koklear implant hikayesinin iç yüzü)” adında bir biyografi kitabı da bulunuyor.
Bu biyografi, Prof. Dr. Clark’ın ona “Palyaço Clark” adını takan meslektaşlarının alay konusu olmaktan, 40 yılı aşkın bir süre önce ilk çok kanallı koklear implantın geliştirilmesine uzanan yolculuğunu konu alıyor. Günümüzde dünya çapındaki yüz binlerce insan, bu çığır açan teknoloji sayesinde iletişim kurabiliyor.
“Koklear implantın geliştirilme süreci, hayatımı beklenmedik bir şekilde değiştirdi.” diyor.
Prof. Dr. Clark, geçmiş 40 yıldaki anılarını ve hayatında iz bırakan kişileri hatırlıyor. Biyografide, ilham aldığı ilk isimlerden Kraliçe II. Elizabeth ile tanışmasına kadar uzanan birçok anekdota yer verilmiş. Ayrıca Clark bu kitapla, dünyada bu teknolojinin ilk kullanıcıları dahil olmak üzere, işitme konusunda teknolojiye güvenen insanlara teşekkürlerini sunuyor.
Teknolojideki ilk başarı, önceden işitebilen ve daha sonra işitme kabiliyetini yitiren yetişkinlerle elde edilmiş olsa da Prof. Dr. Clark dikkatini, koklear implantların sağır doğan çocuklara nasıl yardımcı olabileceği konusuna çevirdi.
“Bu tuhaf elektrik sinyallerini duyup konuşmaları ve dili anlayabilirler mi? Zaman içinde bunun hem yetişkinler hem çocuklar için mümkün olduğunu anladım ve çok şaşırdım.” diyor.
“Özellikle küçük yaşta ameliyat olan bu çocukların dil becerilerinin, işitme sorunu olduğunu anlayamayacağınız derecede geliştiğini görmek beni çok duygulandırıyor.”
Prof. Dr. Clark’ı bu biyografiyi kaleme almaya iten şey, başta teknolojinin kısıtlı olduğu ülkelerdeki çocuklar olmak üzere daha fazla sayıda insanın koklear implant teknolojisine erişmesine yardımcı olacak, devam eden araştırma ve girişimleri destekleme fikriydi.
Kitaptan elde edilen gelirlerin %25’i Graeme Clark Research Institute‘a, %25’i ise Profesör Clark’ın duyusal bozuklukları olan kişilerin gerçek potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olmak için doğrudan bağış girişimlerini ve araştırmaları destekleyen yardım vakfı The Graeme Clark Foundation‘a bağışlanacak.
Vakıf kısa süre önce Hindistan’da işitme kaybı olan iki genç erkek kardeşe doğrudan bağış programı aracılığıyla koklear implantlar tedarik etti. Bu program, bütçesi olmayan insanların koklear implantlara erişmesini sağlıyor.
“İnsanların iletişim kurmalarını sağlıyoruz. Zaten hayatın anlamı da umutlarımızı ve mutluluklarımızı paylaşmak değil mi? İnsanların iletişim kurduğunu gördüğümde ve bunu koklear implant kullanarak yaptıklarını bildiğimde, hayatımın çalışması olan bu teknolojinin hayata değer kattığını hissediyorum.” diyor Prof. Dr. Clark.