Yaman ve Yavuz, Korkut ailesinin sevimli mi sevimli ikizleri. İkizlerin anneleri Sevil Hanım ile bol kahkahalı, eğlenceli bir sohbet gerçekleştirdik. Bilateral (çift taraflı) koklear implant kullanıcısı iki tatlı çocuğun annesinin hikayesinde bolca emek, sabır, mutluluk ve umut var. Bir de annemizin tatlı tatlı yakındığı “Çok konuşuyorlar” şikayeti.
Bebeğimizin kalp atışını dinlemeye gittiğimizde iki kalp atışı dinledik, bizim için sürprizdi.
Eşimle 2014 yılında evlendik, 2016 yılının Nisan ayında Yaman ve Yavuz’u kucağımıza aldık. İkiz olacaklarını hiç beklemiyorduk. Bir tanesinin kalp atışını dinlemeye gittiğimizde iki kalp atışı dinledik, bizim için sürprizdi. Yaman ve Yavuz erken doğdular, 2 hafta kadar kuvezde kaldılar. Doğduklarında çok miniktiler. Yeni doğan işitme testinden geçemediler, yanıt alamadık dediler. Sebebinin erken doğum olabileceğini, biraz daha beklememiz gerektiğini söylediler. Bir ay sonra tekrar edilen testin sonuçları aynıydı. 2 veya 3 kez daha kontrol edildi ve nihayetinde daha detaylı testler için Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yönlendirildik. Detaylı testler sonucunda ikizlerimizin ileri derecede işitme kayıplı oldukları ortaya çıktı. İşitme kayıplı olduklarını duyduğumda çocuklarıma hiç konduramadım, kabul edemedim. Samatya’da testler yapıldıktan sonra eve döneceğimizi ve hayatımıza devam edeceğimizi düşünüyordum. Çünkü çocuklar evde her normal işiten çocuk gibi “Agu” sesleri çıkarıyor, gülücükler saçıyorlardı. Testler olmasaydı anlama şansımız olmazdı. Ancak konuşma yaşları geldiğinde herhangi bir anormallik görseydik fark edebilirdik. İyi ki bu testler var ve çocuklar doğduklarında bu testler yapılıyor. Doktor işitme kaybı tanısını koyduğunda “Hayır, inanmıyorum” dedim. Doktor gülümseyerek her ailenin böyle bir tepki verebileceğini ve kabullenmemiz gerektiğini söyledi. Bu durum yüzünden kendimi bırakmadım, “Şimdi ne yapabiliriz?” dedim.
Bir an önce ameliyat olmalarını, bir an önce eğitimlerine devam etmelerini sağlamaya çalıştık.
İlk etapta işitme cihazı kullanmamız gerektiği söylendi. 6 ay boyunca işitme cihazlarını çocukların kulağında tutmak için uğraştım. Benim için çok zorlu bir dönemdi. O dönem onlardan sadece “Dede” kelimesini duyabildik. Koklear implant ameliyatı için çocukların tüm evraklarını onların 1 yaşına basacakları döneme kadar hazırlamıştım. Bütün işlemleri bitirdik ve ilk olarak Yaman koklear implant ameliyatı oldu. 1,5 ay sonra ise Yavuz ameliyat geçirdi. Ameliyat oldukları için çok mutluyduk. Doktorlarımızın tavsiyesi, kendi araştırmalarımız ve Nucleus cihazlarının görüntüleri nedeniyle Cochlear markasını tercih ettik. İyi ki tercih ettik, çok memnunuz. Çocukların ikiz olması, neredeyse aynı zamanlarda ameliyat olacak olmaları, uzun prosedürler, tahliller bizi çok yordu. O günlerde harcadığım efor inanılmazdı. Ama bir an önce ameliyat olmalarını ve bir an önce eğitimlerine devam etmelerini sağlamak için tüm emeğimizi sarf ettik.
Ameliyattan sonraki ikinci altı ayın sonunda hiç susmamak üzere konuşmaya başladılar
Ameliyattan sonra en büyük endişemiz konuşup, konuşamayacaklarıydı. Rehabilitasyon merkezinde hocalarımızın üzerinde böyle bir baskı kurduğumu fark ettim. Hocamız bana, “Biraz sakin olun, kendinize, çocuklarınıza ve bize baskı uyguluyorsunuz. Bu bir süreç, çocuklar yavaşça öğrenecek ve konuşmaya başlayacaklar.” dedi. Bu şekilde kendimi frenledim ve bekledim. Dedikleri gibi de oldu. İlk altı ay bizi duyup, anladılar. İkinci altı ay yavaş yavaş konuştular ve birinci seneden sonra hiç susmamak üzere konuşmaya başladılar. 😊
İşitme kaybını öğrendiğimizde her anne baba gibi korkmuştuk. Böyle bir tedavinin olmama ihtimali beni çok üzerdi
İşitme kaybını öğrendiğimizde her anne baba gibi korkmuştuk. Böyle bir tedavinin olmama ihtimali beni çok üzerdi. İşitme cihazı ile iki kelime duymuştum çocuklarımdan. İmplantla birlikte birçok kelime kullandılar fakat çok sonraları anne dediler (kahkahalar). Anne dediklerini duyunca çok mutlu olmuştum. Ameliyattan üç ay sonra bir sabah babaları işe gittikten sonra çocuklar “Baba yok, gitti. Baba işe gitti.” Dediler. O günkü mutluluğumuz paha biçilemezdi. Videoya kaydettiğim görüntüleri eşime gönderdim. “Evet bugün cümle kurabiliyorlar.” dedik. Diğer aileler için belki basit adımlardı ama bizim için çok büyük bir gelişmeydi. Eskiden gün gün konuştukları kelimeleri sayıyordum. Dün 60, bugün 70 gibi. Ama artık saymıyorum, çok konuşuyorlar. 😊 Farklı bir kelime öğrendiklerinde heyecanla eşime anlatıyordum. Şimdi “diyelerimiz, çünkülerimiz” var. “Bu böyle olmasın diye şöyle yapıyorum. Çünkü böyle istiyorum” gibi cümleler kuruyorlar. İkinci altı ay yavaş yavaş konuştular ve birinci seneden sonra hiç susmamak üzere konuşmaya başladılar. 😊 Rehabilitasyon merkezinde öğretmenlerimiz yaşıtlarıyla aynı seviyede olduklarını hatta bir tık fazla konuştuklarını söylüyorlar. Gerçekten çok fazla konuşuyorlar. 😊
Sadece anne/baba demelerini beklerken şimdi hiç susmadan konuşmaları…
3 yıldır rehabilitasyon merkezine gidiyoruz. Öğretmenlerimizi ve merkezimizi çok seviyoruz. Hastanemiz bizi çok iyi yönlendirdi. Çocuklarımız, ikiz olmalarının verdiği etkiyle epey yaramazlar. Öğretmenlerimiz çocukların zeki olduklarını belirtiyorlar. Onların söyledikleri her şeyi yapıyorlar hatta minik ödev defterlerimiz var. Çocuklar ödevleri konusunda oldukça hassaslar. Yaman çok daha hassas, 2-3 ay kadar önce hasta olmasına ve ilaç almasına rağmen rehabilitasyona götürdüm. Uyuduğu için dersi kaçırdı. Dersin sonunda uyandı fakat servise binip eve gitmek istemedi. “Dersi kaçırdım anne.” Dedi. Kaçırmak kelimesini o gün öğrenmiş oldu. Çok gülüyorum ama nereden nereye diyorum. Sadece anne veya baba demelerini isterken şimdi susmadıklarını görebiliyoruz.
Çocuklar benim ev arkadaşım gibi…
Eğitim sürecine evimizde de devam ediyoruz. Her zaman bana evde ne yaptığımı soruyorlar. Ben evde ne yaparsam yapayım çocuklar hep yanımda. Onlar benim ev arkadaşım gibi. Yaptığım her şeyi anlatarak yapıyorum. Evde elinizden gelen tüm çabayı göstermenizi tavsiye edebilirim. Tüm gün onlarla konuşun, akşama kadar muhabbet ediyoruz. “Neden böyle anne?, Bulaşık makinesine mi koyuyoruz?, Anne ütü mü yapacaksın?, Ütü çok sıcak.” gibi günlük hayatın içinden basit konuşmalarla geçiyor tüm günümüz. Artık o kadar alıştım ki ablam ile sohbet ederken “Sevil yeter, bizimle çocukların gibi muhabbet ediyorsun.” diye uyarılar alıyorum. Tüm gün böyle sürdüğü için artık onların oyun oynarken dahi oyuncakları bu şekilde konuşturduklarına şahit oluyorum. “Şu an bu parçayı bu parçanın içene koyuyoruz.” gibi. Tek başlarına konuşarak oyun oynuyorlar.
Cihazlarımızdan biriyle ilgili sorun yaşadığımızda diğerinin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz.
Bilateral (çift taraflı) implant olması çok yararlı. Cihazlarımızdan biriyle ilgili sorun yaşadığımızda diğerinin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz. Çocuklar cihazlarının pili bittiğinde hemen söylüyorlar. İleride çocuklar okula başladıklarında öğretmeni rahat duyacaklar mı gibi endişelerimiz vardı. Ancak gelişen teknoloji ile bunun da çözümü Cochlear’da var. Cochlear bu teknolojiyi yakından takip ediyor. Cihazlara yeni özellikler ekleniyor ama cihaz küçülerek daha sevimli hale geliyor. Cochlear bize her zaman çok destek oluyor. Cihazla ilgili bir sorunumuz olduğunda çözüm bulmak için hızlıca hareket ediyorlar. Odyoloğumuz Selda Hanım, cihaz ayarları ilgili sorularımıza ve endişlerimize haftasonu dahi cevap veriyor. İyi ki Cochlear’ı tercih ettik ve bundan dolayı çok mutluyuz.
İkiz olmaları onların hayatını daha da kolaylaştıracak gibi geliyor.
İkiz olmaları onların hayatını daha da kolaylaştıracak gibi geliyor. 6 aylık bir kreş dönemleri oldu, tavsiye üzerine diğer çocuklarla kaynaşmaları için gönderdik. Diğer çocuklarla çok iyi anlaşmışlar, çocuklar cihazların ne olduğunu bile sormamış. Çok mutlu olduk. Yaman’ın pili biterken Yavuz hemen öğretmenlerini pilin bitmek üzere olduğu konusunda uyarmış. Yavuz daha duygusal, sorumluluk sahibi, ödevleri konusunda daha dikkatli. Bana benzediğini düşünüyorum. Yaman ise çok rahat, ödevleri konusunda Yavuz kadar dikkatli değil. Çocukları ilk defa görenler onları ayırt edemiyor. Yaman Nucleus 6 kullanıyor, Yavuz Kanso kullanıyor. Yaman’ın yüzü biraz daha ince, Yavuz’un ise biraz daha tombiş. Çocukları, ince cihazlı – ince yüzlü – Yaman , tombiş yüzlü – yuvarlak cihazlı – Yavuz olarak olarak kodladık. (gülüşmeler) Hatta Yaman’ı cihazlarını taktığında Mickey Mouse’a benzetiyorlar. Çok şirin oluyor. (gülüşmeler)
Onların duyduklarında yüzlerinin güldüğünü ve mutlu olduklarını görmek paha biçilemez.
Koklear implant ameliyatı yaptırdığımız için çok memnunuz. Bu çok önemli. Bu yolculukta karşınıza çıkacak engellerden yılmadan yolunuza devam etmeniz önemli. Evet hastanede beklemek, evraklar, ameliyat uzun bir süreç ama sonuç harika. Onların duyduklarında yüzlerinin güldüğünü ve mutlu olduklarını görmek paha biçilemez.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Cochlear Türkiye sosyal medya hesaplarımızdan Yavuz’un fotoğrafını paylaştığımızı kendisine gösteriyoruz. 2 Mart Cochlear Ailesi Kutlamaları’nı hatırlayarak hemen palyaço ve pamuk şeker diyor.
Anne: Yavuz palyaçolardan korkuyordu. Fakat orada pamuk şeker yiyerek, dans ederek, eğlenerek o korkusunu aştı. Çocuklar o gün inanılmaz eğlendi. Biz doğum günlerinde bile bu kadar hakkını vererek eğlenmedik. Çocuklar çok sevdi. Bir dahaki sene, o gün için bir işimizin çıkmaması, bir aksilik olmaması için dua ediyoruz. Sabırsızlıkla katılmayı bekliyoruz. Evimize o kadar uzak olmasına rağmen, çocuklarla iyi ki katılmışız. Tüm gün balonlarla oynadılar, patlamış mısır, pamuk şeker yediler. Hakikaten o gün bizim için bayramdı, gerçekten çok eğlendik, onların işitme gününü kutladık. Elimizde balonlar, hediyeler zor geldik eve. 😊